Erzincan Gazetesi başyazarı Halit ÇELİK'in kaleminden...

Ey oğul

Bir gün olacak yaş yetmiş

Sakallara aklar düşmüş

Dişler dökülmüş

Beller bükülmüş

Ellerden bastonlar düşmüş

Babalar dede.

Analar nine olmuş

Bir bakmışsın

Hepisi de bir bir göçmüş gitmiş

Mıktat Evinç bilir.

Hacı Zöfer Taştaban hatırlar

Biz az mı mezar kazdık Akursu’da

Ne bacılar ne gardaşlar verdik kara toprağa

Şahittir Nusret Ötgen

Azmı karalı bayramlar geçirdik

El öperken ağladık, göz öperken sızlandık.

Öyle değil mi Nail Cömert

Çok çektik Akarsu'da kızamıktan kızıldan.

Kışının karından yazının tozunda boğulduk

Can usandı can bezdi de

Sabır taşı yarıldı da

Yine de ata toprağı dedik terk etmedik

Ne çocuklar büyük tarlada bahça bahçede

Ağaçlar beşikleri oldu Merhum Hacı Fikri Taştaban'in, Erdoğan Tan’ın

Dağlarında üşüdü İlhami Evinç , Merhum Vahdettin Yaver

Yaylalarında serinlerdi Merhum Hacı Dursun Özgütürk , Merhum Sıttık Alaz

Palutlala azmı ısındı Merhum Hacı Cemal Yaver , Merhum İskender Alaz

 

Ey oğul

Nazile, Behiye analara sor

Ne gelinler verirdik karşı köylere

Kınalar yakardık ceylan bakışlı kızlarımızın avuçlarına

Duvaklar örterdik başlarına

Bahtın açık olsun der

Ağıtlar yakar günlerce ağlardık.

 

Çifte davullar vurdururduk 3 gün üç gece

Halaylar çekerdik harman yerinde

Koç delikanlarılarımız sırtını döver gerdeklere yollardık

Akursulu olmaktan gurur duyardık

Ey oğul

Ne zamanki ekin tarladan iner

Ne zaman ki harman yerleri süpürülür

Soğuklar bir kırbaç gibi yüzümüze vurur...

Soğuklar üşütmezdi bedenimizi

Ayrılıklar titiretirdi içimizi

Gurbet bir kor gibi yüreğimizi yakardı bizi

Hüzün çökerdi o akşam köyümüzdeki evlere

Lokmalar düğümlenirdi boğazlarda

Analar karalar bağlardı

Gelinler gözyaşlarını gece karanlığa akıtırdı.

Tabakalardan babalar efkar tütünleri sarardı

Gurbet bavulları sarıp sarmalardı Fahri Çömert , Merhum Cemalettin Yaver

Merhum M.Zeki Aydın Yalova'ya

İsmet Tan Ankara’ya

Merhum Şamail Taştaban İstanbul’un yollarına düşerdi

Gidenler gurbet olurdu.

Muhtar Fevzi Özgütürk,Salah Akarçay, Kadir Kasımoğlu ağlarlardı

Siz gidin Akarsu yalnız kalmasın biz sonra geliriz derlerdi

Ah oğul

Güneyiren’de en yanık türküleri söyledi Ali Yaver

Cevat Aydın Akursu için can, can der başka da bir şey söylemezdi

Gidenin gözlerine bakardık

Bu yürek dayanmaz ayrılık gününe...

Dur gitme ne olur diz çökem önüne der gibi ağlardık

Ağlarken İzmir işi tahta bavular bağlanırdı

Yatak yorgan sarılırdı.

Gidenin gözlerine sanki son defa bakılırdı

Öpülür öpülür koklanırdı...

 

Biz ne gurbet ayrılıkları gördük Bükün Ayağı’nda

Ne çok “ya giden gelmezse” deyip ağladık

Analar sarılırdı oğullara bir beden olurlardı

Babalar gözyaşlarını içine akıtırdı.

Gelinler köşe başlarına saklanır ağlamaktan utanırlardı

Giren gider gidemeyen gözü yaşlı dönerdi köyümüze...

Gidenlerden mi olsa gerek erken gelirdi Akarsu’ya kış

Bir ayaz düşerdi ki sorma...

Hasret ile yanan anaların, bacıların...

En çok da yarların yüreğine...

Ey oğul uzundur Akarsu’nun hikayesi

Ne dağı anlatılır, ne soğuğu ne de diz boyu karı

Diyeceğim şudur ki ey oğul

Akarsu unutulmasın

Sen olunca Akarsu tarihe aksın

DEVAMI HAFTAYA !.......

 



1086 kez okundu

Yorumlar

CEVAP     23/01/2012 08:10

Saygıdeğer Ablamız Yazının Devamı Var Yazının Devamında Daha Çok Emeği Geçen Köylülerimizin İsimleri Geciyor. Ama Hata İle Unuttuklarımız Olursada Özür Dileriz Yazılarımızın Devamlarında Elimizden Geldiği Kadar Hepsinden Söz Etmeye Çalışacağız.İlginize Teşekkür Ederiz.
Admin2 ADMİN

     22/01/2012 18:54

güzel olmuş ama çok emegi geçmiş hatırlanmayan insanları hep unutuyorsunuz
MELİHA IŞIK

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam59
Toplam Ziyaret258403
Üyelik Girişi
BAŞKANIMIZ
 
MESUT TAŞTABAN